USD : 34.2401 EUR : 37.1289 GBP : 44.7484 KWD : 112.3286 RUB : 0.35711 QAR : 9.4437 AZN : 20.2540
osmaniye milletvekili adayı Derya Yanık'ın Hasanbeyli konuşması

osmaniye milletvekili adayı Derya Yanık'ın Hasanbeyli konuşması

“Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın AK Parti Hasanbeyli İlçe Teşkilatındaki Konuşması

Bugün çocuk nüfusu her zamanki açılışlarımızdan biraz kalabalık. O da beni ayrıca çok mutlu etti. Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar şimdi aslında bambaşka bir konuşma hazırlamıştım ama biraz önce Murat Amca bütün konuşmanın seyrini değiştirdi. Geçtiğimiz seneydi. Bir şehit cenazesine geldiğimizde Düziçi'nde yolda gidiyoruz. İşte köyde defin yapılacak. Hızla yetişmeye çalışıyoruz. Yolun kenarında 4-5 yaşlarında bir oğlan çocuğu. Resmi araçları görünce hazır ola geçti, selama durdu. Yanımdaki arkadaşlara dedim ki ‘Bak bu toprağın insanı böyledir.’ Bir şehit cenazesi var. Belli işte önde polis aracı çünkü. 5 yaşındaki çocuk selama durdu. Şimdi Murat amca da 82 yaşında, geldi işte heyecanla. Ben de özel bir şey var herhalde. ‘Bekleyemem, bir an önce konuşmam lazım’ deyince yanına gittiğimizde işte söylediği şeyi duydunuz. Din derslerinin daha yoğun bir biçimde çocuklara ilkokuldan itibaren okutulması. Merhum Mehmet Akif’in şiirini biliyorsunuz. Şüheda fışkıracak toprağa sıkışan şüheda.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, ülkemizin her bir köşesi çok kıymetli, çok değerli. Ama ‘şüheda fışkıracak, toprağa sıksan şüheda’ sözünü herhalde en çok hak eden yer Osmaniye'dir. Nitekim biliyorsunuz nüfusa göre de en çok şehit verdiğimiz yerimiz Osmaniye’miz. Osmaniye'nin böyle bir mayası var. Osmaniye'nin böyle bir hamuru var. Elhamdülillah bu maya hem bulunduğumuz coğrafyada hem ülkemizin tamamında hem de ülkemizin dışında da gelen tehditlere karşı bu milletin dimdik böyle bir mızrak gibi ayakta durmasını sağlayan maya. Onun için Allah'a şükürler olsun ki birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzda, dirlik içerisinde olduğumuzda hem bu mayayı diri tutuyoruz, hem memleketin mayasına katmak noktasında elimizden geleni yapıyoruz.

Bugüne kadar Osmaniye AK Parti'mizi, Sayın Cumhurbaşkanımızı hiç yalnız bırakmadı. Cumhur İttifakı olarak şimdiden sonra Allah'ın izniyle bu gücümüzü, bu birliğimizi, bu dirayetimizi daha da büyüterek, daha da geliştirerek, önümüzdeki zamanlara taşıyacağız.

Değerli arkadaşlar, bu kısacık toplantı süresince size AK Parti’nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı hizmetleri başlasam herhalde bir hafta on gün anlatmamız lazım. Ama sadece şunu söyleyeceğim. Bu toprakların insanı bunu çok iyi bildiği için söyleyeceğim. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu memlekette, siyasette AK Parti'nin siyasetteki birinci misyonu bu millete sahip olduğu özünden gelen, medeniyetinden, inancından, tarihinden gelen izzeti nefsini iade etmek oldu.

Bu millet başı dik, göğsü kabarmış bir şekilde yürümeyi tekrar hatırlamıştır. Bize yıllarca adeta ikinci sınıf muamelesi yapan bütün siyaset erbabının, kendine farklı görevler, roller biçenlerin dışında AK Parti bu millete ne kadar kıymetli, ne kadar onurlu, ne kadar izzetli olduğunu yeniden hatırlatmıştır.

Sadece bu millete hatırlatmadı. AK PARTİ dünyanın bütün mazlum milletlerine insan olmak hasebiyle ne kadar kıymetli olduklarını hatırlattı. Bakın geçen gün Düziçi'nde de anlattım. Burada da anlatayım. Geçen sene biliyorsunuz Karabağ Savaşı Azerbaycan'ın mücadelesi. Nasıl bir yaraydı? Hepimizin içinde, bizim içimizde de yaraydı. Geçen yıl Azerbaycan'a bir resmi ziyarette Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüştük. Bir tek cümle söyledi. 2020’de sadece Türkiye vardı yanımızda ve Türkiye'nin olması yetti. Biz mücadelemizi kazandık ve topraklarımızı geri aldık. Sadece Türkiye'nin olması yetti.

Değerli arkadaşlar Türkiye sadece kendisi için değil dünyanın her tarafında, mazlum milletlerin haklı davası olan milletlerin yanında durmaya devam eden adeta bir vicdan mihengi olarak durmaya devam eden bir ülkeye yeniden tarihten aldığı misyona geri döndü. Bu misyonu sürdürmenin adı AK Parti'dir. Bu misyonu sürdürmenin adı Cumhur İttifakı'dır. Cumhur İttifakı'nın bir araya gelme sebebi, varlık sebebi de Türkiye'nin tarihinden, inancından, kültüründen aldığı bu misyonu geleceğe taşımaktır.

Türkiye Yüzyılı diyoruz. Türkiye Yüzyılı, tek başına bir söylemden daha öte bir şeydir. Türkiye Yüzyılı bir mefkurenin adıdır. Türkiye Yüzyılı bir iddianın adıdır. Bir gelecek tasavvurunun adıdır. O gelecek tasavvurunun içerisinde 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hepsinin mutlu, müreffeh, güven içerisinde hayatını sürdürmesi, milletin kendi değerleriyle barışık bir biçimde, kendi değerlerine uygun bir biçimde hayatını idame ettirmesi ve dünyaya da, yine Anadolu topraklarında, yine erenlerin topraklarında bir vicdan, adalet, merhamet duruşu göstermenin adı olacak Türkiye Yüzyılı.

Türkiye Yüzyılı, bizim tarihten tevazu ettiğimiz bütün birikimi yeniden bugünün diliyle dünyaya bir teklif olarak sunmamızın adı olacak. Bunu yaparız, yapabiliriz ve bunu yapmaya elhamdülillah gücümüz de, birikimimiz de, insan kaynağımız da var.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin durduğu yer kuşkusuz pek çoklarını da rahatsız ediyor. Pek çokların da uykularını kaçırıyor. Biraz önce sayın vekilimiz ifade ettiler. İşte üç ay önce yazılan bir makale. Buna benzer tonlarca makaleler sayabiliriz. Tonlarca ifadeler sayabiliriz. Sadece bir tekini söyleyeceğim. Hepimizin gördüğü, hepimizin artık medyada, şurada, burada gördüğümüz bir şey. PKK terör örgütü. Yaklaşık 40 senedir hatta daha fazla da yani eylemlerine başladığı tarihten itibaren alalım. Kırk senedir aralıksız mücadele ettiğimiz, 40 binin üzerinde vatan evladının toprağa düştüğü bir terör örgütünün elebaşları. Hiç sıkılmadan, hiç çekinmeden ‘Biz de desteklediğimiz kişiye bir zarar verir miyiz?’ Korkusu bile duymadan açıktan açığa şu anda muhalefetin adayını desteklediklerini, bunun bir fırsat olduğunu, AK Parti ile Cumhurbaşkanımızı devirmek için bir fırsat olduğunu açıktan söylemeye başladılar. Bunların evvelden de evvelden de destekledikleri vardı da bu kadar cesaretle konuşamazlardı. Zarar verme korkusu olur. Şu anda hiç o korkuyu taşımıyorlar.

Değerli arkadaşlar sadece PKK'nın elebaşları, terörist başlarının bu pervasızlığının bile bize çok şey anlatması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla bütün bir uluslararası sistem içerideki iş birlikleri, işbirlikçileriyle beraber Türkiye'yi yeniden eski Türkiye'ye atmak için, yeniden o 90’ların, 80’lerin kaosuna, darbe ortamına ‘işte biz ortamı oluşturduk, çocuklar darbe yaptı’ sözlerine geri döndürmek. Milli geliri düşürmek, milleti yarı aç yarı tok hale geri döndürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Niye? Başını kaldırmış bir Türkiye, emperyalizmin işine gelmez çünkü. Başını kaldırmış, tarihten gelen varlığının idrakine yeniden varmış Türkiye, onların işine gelmez.

Bakın size bir örnek daha anlatacağım. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanımızın, Birleşmiş Milletler nezdinde yıllardır sürdürdüğü diplomasiyi içeride yıllarca eleştirdiler. Efendim işte 1 milyonluk falan ülkeyle ne işimiz var? Halbuki onların her birisi BirleşmişMilletler’de temsil edilen birer ülke. Birleşmiş Milletler'de bir oy alınması gerektiğinde her birisinin bir oy hakkı var.

Dolayısıyla büyük düşünmek gelecek vadeden bir biçimde düşünmek bir misyonu, bir ufku gerektirir. Onlarda o ufuk olmadığı için Sayın Cumhurbaşkanımızın dünya siyasetinde, diplomaside attığı adımları hiçbir zaman anlayamadılar. Bakın bunlardan birisi ben de bakan olarak, bakanlarıyla görüşmüştüm. 1 milyon 250 bin civarı nüfuslu Gine-Bissau diye bir Afrika ülkesi. Bundan üç dört ay önceGine-Bissau Cumhurbaşkanı ki Afrika yıllarca biliyorsunuz Fransa'nın sömürgesi olarak devam etti.

Gine-Bissau Cumhurbaşkanı Fransız Cumhurbaşkanına bir toplantıda öyle bir eleştiri yaptı ki, “Siz yıllarca bizi sömürdünüz, Afrika’yı sömürdünüz artık buna devam edemeyeceksiniz” dedi.

Ekranda izlerken şunu söyledim, Ya Rabbi sana şükürler olsun. 1 milyon 250 bin nüfuslu fakir, gariban, küçücük bir desteğe bile bin minnet eden Afrika ülkesinin Cumhurbaşkanı bilmem kaç milyonluk dünyanın en büyük ekonomilerinden bir tanesi olan Fransa'nın Cumhurbaşkanına kafa tutuyor.

Arkadaşlar bunun arkasındaki irade Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu kadar net. Sayın Cumhurbaşkanımızın “dünya beşten büyüktür”sözü ve bütün dünya milletlerine bu duruşun ne kadar kıymetli olduğunu göstermesinin etkisidir. Dolayısıyla biz sadece Türkiye olarak değil, sadece 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak değil, bütün dünyanın mazlum ve mağdur milletlerinin umudu olarak bir yerde duruyoruz.

Peki içeride kendimizle alakalı kısımda 20 senedir yaptığımız hizmetler ortada. Bazen anlattığımız zaman ya tamam işte köprüler, yollar,İHA'lar, SİHA'lar da gariban vatandaşa ne yaptın? Gariban vatandaşa 20 senedir aralıksız bir biçimde bu hükümet sosyal devlet olmanın gereği ne ise istisnasız, eksiksiz bir biçimde yaptı. Benim yaş kuşağım hatırlar. Bizim zamanımızda okul kitaplarını bulursunuz, alırsınız ya da sizden büyük kardeş, komşu çocuğu varsa üzeri az yazılmış kitabı alırsın, çocuğuna kullandırırsın. Öyle değil miydi? Şimdi hepsi şuraların üstüne konuyor. Bir tek kuruş ailenincebinden para çıkmıyor, çocukların okul gereçleri için. Şimdi bunun maddi durumu yeterli olmayan aileler için nasıl büyük bir lütuf olduğunu, ne olur bir düşünün.

Sağlık hizmetleri en ağır tedaviler, en pahalı tedavilere kadar, onaylanmış tüm tedavileri bir kuruş ödemeden vatandaşımız alıyor mu? Alıyor. Bundan 20 sene önce tedavi masrafını devlet hastanelerine bile ödeyemediği için rehin kalan vatandaş var mıydı? Vardı. Ölüsünü bırakan vatandaş var mıydı? Vardı. Cenazesini bırakmadan kaçan vatandaş. Niye? Ödeyemiyor çünkü. Senet imzalayıp sonra icralık olan var mıydı? Vardı. Şimdi bir kuruş ödemiyor.

Bundan 20 sene önce evinde engellisini sokağa çıkarmaktan utanan vatandaş var mıydı? Vardı. Şimdi bütün engelli vatandaşlarımızla alakalı kuruluş bakımı istiyorsa benim bakanlığım sorumlu. Kuruluş istiyorsa kuruluşlara alıyoruz. Evde bakılıyorsa evde bakan kişiye yakınına, annesi, kardeşi, babası her kimse ona bakım desteği sağlıyoruz. Engelli vatandaşımıza ihtiyaç için nakdi destek sağlıyoruz.

Biz, 2002’de iktidara geldiğimizde bizim bakanlığımızın sorumluluğu altında olduğu için anlatacağım. 4 kalemde sosyal yardım yapıyormuşuz. Şu anda 53 ayrı kalemde. Bunu söylediğimizde milleti fakirleştirdiniz, sosyal yardıma muhtaç ettiniz, bununla da övünüyorsunuz diyorlar. Bu kadar vizyonsuz, bu kadar hakkaniyetsiz, bu kadar iş bilmez bir muhalefetle karşı karşıyayız. Almanya'da bundan yıllar önce biliyorsunuz bir sürü gurbetçi dostlarımız, tanıdıklarımız, akrabalarımız vardı. “Almanya'da çocuk doğar doğmaz hesabına şu kadar Markyatırıyorlarmış” diye anlatanlar şimdi biz bunu söylediğimizde “milleti fakirleştirdiniz” diyorlar.

Sosyal devlet, ürettiği değeri millete ihtiyacına göre her sosyal gruba ihtiyacına göre dağıtan devlet demektir. Biz aldığımızı dağıtıyoruz. Siz ne üretebiliyordunuz, ne dağıtabiliyordunuz. Ama bunu elhamdülillah milletimiz çok iyi gördüğü ve bildiği için yapılan hizmetleri çok iyi takip ettiği için, yararlandığı için bugüne kadar AK Parti'yi hiç yalnız bırakmadı. Cumhurbaşkanımızı hiç yalnız bırakmadı. Ben inanıyorum ki bundan sonra da bırakmayacak. Osmaniye Cumhur İttifakı birlikteliğiyle, Cumhur İttifakı gücüyle inşallah çok büyük ve güçlü bir ses yine 14 Mayıs'ta da verecek ve sesini duyuracak. Nitekim aday tanıtım toplantısında gördünüz. Sayın Cumhurbaşkanımız“Osmaniye'den, Cumhur İttifakı'ndan çok ayrı bir ses bekliyorum” dedi. Bu sesi buradan yükselteceğiz. El ele vereceğiz kardeşçe, hep beraber bütün teşkilatımızla, bütün teşkilatlarımızla, cumhur ittifakı teşkilatlarıyla beraber kapı kapı, köy köy, mahalle mahalle gezeceğiz. Milletimize ulaşacağız. Biz bu milletin içinden çıkan evlatlarız. Buradan farklı değiliz. Buradan başka değiliz. Çıktıktan sonra geriyi unutanlardan değiliz.

Dolayısıyla milletimizle hemhal olup milletimizle yola devam etmenin ne kadar kıymetli olduğunu onlara da, kendimize de hatırlatarak, hizmetlerimize devam edeceğiz. Hizmetlerin detaylarına daha fazla girmek ve bu toplantının amacını çok zorlamak istemiyorum. O yüzden müsaadenizle kısa tutacağım.

Ama değerli arkadaşlar son söz olarak şunu söylememe müsaade edin. 14 Mayıs 2023 seçimleri bugüne kadar hiçbir seçimi kolay geçirmedik. 2002’de genel başkanımız yasaklıydı, Başbakan olamayacaktı. O şartlarda girdik biz oseçime. 2007’de parti kapatmanın gölgesinde. 2011’de cumhuriyet mitingleri, ordu göreve pankartlarının gövdesinde. 2015’te çukur terörünün gölgesinde.2016, 15 Temmuz hain darbe girişimi. 201815 Temmuz'un akabinde. Ama bu millet her seferinde çok güçlü bir biçimde AK Parti'ye desteğini, Cumhurbaşkanımıza desteğini ortaya koydu. 2023 Cumhuriyetimizin 100. yılının yıl dönümü. Biz yeniden birikinci yüzyılı, Türkiye Yüzyılı olarak inşa etmenin iddiasıyla önümüze bakacağız. Türkiye Yüzyılını inşa edip, Türkiye'yi milletler cemiyetinin içerisinde çok dik ve güçlü bir yere mi oturtacağız? İHA'larla, SİHA'larla, Anadolu TGC gemileriyle, milli uyduyla, köprülerle, yollarla, 85 milyona elini uzatan sosyal devlet anlayışıyla, sağlıktan eğitime sosyal hizmetlerden diğer güvenlik, asayiş hizmetlerine kadar her ihtiyacını karşılamış bir Türkiye olarak mı gideceğiz yoksa yeniden vesayet odaklarının çizmesi altında ezilen uluslararası sistemin, emperyalizmin kapı kulu haline getirilen bir Türkiye olarak mı gideceğiz. İşin özeti bu arkadaşlar. Bu kadar basit, bu kadar temel bir seçim yapacağız. İzzetle mi yolumuza devam edeceğiz, zilletle mi devam edeceğiz. Seçimimiz bu. O yüzden bu seçimi, bu seçimin ne kadar kıymetli olduğunu, kapı kapı dolaşarak Allah'ın izniyle kapı kapı dolaşarak anlatacağız. Ben her bir teşkilat mensubumuza ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun. Bugün Kadir Gecesi. Kadir Gecesi birbirimize dua edelim. Ülkemize dua edelim. Milletimize dua edelim. Vatanımızın birliğine dirliğine dua edelim. İnşallah kardeşlikle, hüsnüniyetle, birbirimize güzel bakarak yolumuza daha güçlü bir biçimde devam edelim.”

Yazar: süper admin

Görüntüleme: 204

Oluşturulma Tarihi: 17 Nisan 2023

Kategori: Yerel

Yorumlar

Yorum mevcut değil

Yorum Ekle