KENTSEL DÖNÜŞÜM VE FAY YASASI

Çok sevdiğim meşhur bir laf vardır; ' Tarih tekerrürden ibaret.' Gerçekten de öyle.Azıcık tarih kitaplarını karıştırırsak geçmişinden ders çıkaramayan toplulukların sonradan başına gelenler malum.1950 yılları itibariyle başlayan köyden kente göçün ve devamında yerleşim alanlarına yapılan hesapsız kitapsız iskanın önüne geçemedik maalesef. 'Kervan yolda düzülür .' mantığıyla düzensiz,biçimsiz,iç içe yolu dahi olmayan beton mahalleler ürettik...İç göçün şehir merkezlerinde yarattığı sosyolojik ve ekonomik şartların sağlanamadığı çok acı bir gerçek,bu yüzden artık beton yığınlarının altındaki toprağın isyan ettiği büyük şehirlerde kentsel dönüşüm artık bir ihtiyaçtan çıktı,acil bir zorunluluk haline geldi.Hali hazırda şehirlerde yaşayan insanların iş,açlık ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamada problem yaşarken bu şehirleri iç göç akınına maruz bırakarak büyük bir sosyal enkazın altında kaldık.
   Şu zamana kadar gönüllülük esasıyla uygulanan bu yaklaşımın  ,yaşanan büyük deprem felaketinin ardından bırakılması şart oldu.Bu saatten sonra hiçbir bina ya da sakinlerinin nazı çekilemez.Çünkü artık hayat memat meselesi.
   Velhasıl,olan oldu deyip bir süre sonra bir kenara geçip olanları sineye çekip unutmak değil,bundan sonrası için atılması gereken adımları hızlıca uygulamak çok önemli.Devlet yetkililerin depremde evini kaybetmiş depremzedeler için yapacağı konutların şehrin zemini açısından daha güvenli yere inşa etmesi iyi bir proje,keşke bu planlama iş işten geçmeden uygulansaydı.
   Demek ki şunu çok iyi anladık,fayın üzerine konut yapmayacağız.Peki hangi fayın üzerine ; yakın gelecekte kırılması muhtemel fayın üzerine.Yani uzmanların bahsettiğine göre ölü fayın üzerine oturabilirsiniz.Konuyu nereye getirdiğimi söyleyeyim; fay yasası…Bütün dünyada geçerliliği olan bir yasadan bahsediyorum.Şu ana kadar depreme hassas 18 şehir merkezimiz için acilen bu yasanın meclisten geçmesi gerekiyor.An itibariyle deprem bölgelerinde devam eden konut inşaatlarının durdurulduğu haberini alıyoruz.Fay yasası çıkmadan konutlaşmayı kaldığımız yerden sürdürürsek sıkıntılar  da  kaldığı yerden devam eder.
   Sıvılaşma kavramına değinmeden de geçemeyeceğim.Konut yapılacak bir alanın jeofizik uzmanları tarafından zemin etüdünün doğru yapılması da hayat kurtaracak uygulamalardan bir tanesi.Önceden sulak tarım arazisi  ya da bataklık olan arazilerin gerekli tetkikler yapılmadan konut yapımına açılmasının en dramatik sonuçlarını Hatay'da şahit olduk.
   Hani insan başına gelince anlarmış hesabıyla şu sıralar hepimiz deprem bilimci,yer bilimci olduk,azcık çalışsak müteahhitlere taş çıkartacak gibiyiz ,lakin gerçekler bu,hayatımız bu kadar ucuz olmamalı.