USD : 34.5263 EUR : 36.0497 GBP : 43.3804 KWD : 112.7987 RUB : 0.33911 QAR : 9.5200 AZN : 20.4232
İÇİ BOŞ KENT ENSTİTÜLERİ

İÇİ BOŞ KENT ENSTİTÜLERİ

Şöyle geçmişin tarih kokulu yapraklarını azıcık karıştırırsak,I.Dünya Savaş'ından yorgun çıkmış,Osmanlı İmparatorluğundan büyük bir enkazı devralmış Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında şehir,vilayet ya da kent sözcükleri ,köylerde yaşayan insanlarımız için pek bir anlam ifade etmiyordu.Zaten o yıllarda da şehirlerin hiçbir cazibesi yoktu.
   Nüfusun neredeyse 3/4 'lük kısmı köylerde yaşıyordu.Yaşam belki biraz sıkıntılıydı,konfor yoktu ama insanlar oldukça mutluydu,yorgunluk vardı bakışlarda ama zihinlerde ne stres vardı ne de endişe.O vakitler saflık ve temizlik,şimdiki ''enayilik'' teriminin yanından bile geçemezdi.
    20.y.y'ın sonlarına doğru,yaşam tercihi inanılmaz bir değişim göstererek ,kentlere ve şehirlere doğru kaymaya başladı.Öyle ki köylerde yaşayan insan sayısı artık %10 'un altına düştü.Tarlalarda,bahçelerde ve evlerdeki o şen şakrak bağrışmaların,ivedi çalışmaların ve o güzel yorgunlukların yerini kocaman bir yalnızlık aldı.Artık köylerdeki her ev bir virane,yaşlarının son haddinde oraları bekleyen dedeler ve nineler ile...
   Böylesine sosyolojik ve coğrafik hızlı bir değişime hazır mıydık? Elbette hayır...Artacak olan işsizlik,kirli yapılanma,ekonomik sıkıntılar mutlaka yaşanacaktı.
Ama işin bir de öngörülemeyen tarafı şüphesiz eğitim alanında olacaktı.
   1940'lı yıllardan itibaren başlayarak ,tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde Köy Enstitüleri açılmıştı.Hem örgün eğitimin ve okuma-yazma becerilerinin  verildiği hem de modern ve ilmi tarım tekniklerinin öğretildiği  o muazzam okullar...
   Üstelik,öğrencilerin ev ekonomisi dersleri de aldığını biliyor muydunuz? 
Konserve yapma,hazırlama,muhafaza teknikleri,daha neler neler...Resim dersleri gerçek atölyelerde,müzik dersleri de çalabildiğimiz,dokunabildiğimiz müzik aletleriyle yapılıyordu.Fen sınıflarında ise gerçeğini aratmayacak deneyler uygulanıyordu.Ama zamanla bu kadar güzel şey elbette birilerinin işine gelmeyecekti.TBMM'nin o zamanki toprak ağaları,aşiret reisleri ve onları destekleyen tutucu eğitim yanlıları bu durumdan en çok rahatsız olan kesimlerdi.Ve nihayetinde enstitü programında değişiklikler yapıldı,teknik dersler azaltıldı,Enstitü mezunu öğretmenler ve sağlık memurlarına verilen geçici topraklar ellerinden alındı,sonra 1954 senesinde 6234 sayılı yasa ile Köy enstitülerinin işlevine son verildi.
   Şimdi,o büyük şehirlerdeki gökdelenleri,ardı ardına uzayan apartman bloklarını dolduran ,yapay bitkileri andıran çocukları ,gençleri gözümün önüne getiriyorum da,halimiz içler acısı...Kitap ciltlemeyi bilemeyen,kendi yatağını toplamaktan aciz,bırakın yemek yapabilmeyi çay bile demleyemeyen,el becerilerinden yoksun tuhaf bir nesil ile dolu Kent Enstitüleri dediğimiz o koca koca okul binaları. Ama haklarını yememek lazım,zekice test çözüyorlar ve çok iyi bilgisayar oyunu oynuyorlar.
    Devir böyle bir devir ama sanırım değişim de olmazsa olmaz.Bugün çok farklı bir dünyada yaşıyoruz,çocuklarınızın konforu tam,sağlığı da yerinde olabilir ,fakat problem çözmekten çok öte yaşıyorlar.
    Üzülerek söylüyorum ki Kent Enstitülerini Köy Enstitüleri gibi yönetemedik.

Yazar: süper admin

Görüntüleme: 612

Oluşturulma Tarihi: 12 Mayıs 2023

Kategori: Yerel

Yorumlar

Yorum mevcut değil

Yorum Ekle