Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ve Ak Parti Osmaniye Milletvekili Adayı Derya Yanık Kadirli'de mitinginde hemşehrilerine hitap etti.
Üçgen Park civarındaki Seçmen İletişim Merkezinde halka hitap eden Bakan Yanık, Bu akşam her zamanki gibi yine çok güzel Kadirli diyerek, Her zamanki gibi yine çok sıcak, çok misafirperver, çok samimi olduğunu söyledi.
Bakan Yanık, Meydana şuradan girerken, kalabalığı görünce dedim ki ‘Ya Rabbi bizi mahcup etme,bu sevgiye layık kıl, Milletimizin sevgisine layık kıl. Onların sevgisine layık bir biçimde hizmet etmeyi nasip eyle. Bizi mahcup etme.’ Rabbim bu sevginin karşılığını verebilmeyi nasip etsin. Rabbim bu sevgiye bizi mahcup etmesin. Hepinize çok teşekkür ediyorum dedi.
Bugün sizin huzurunuzda olmanın benim için ne anlama geldiğini sözlerle ifade etmek çok mümkün değil diyen Bakan Yanık “O yüzden heyecanımı da birazcık bağışlamanızı rica ediyorum. Arada heyecanlanabilirim, arada duygularım biraz kabarabilir. Lütfen beni bağışlayın. Sizin karşınızda olmak hakikaten çok başka bir duygu. Bu kadar güzel, bu kadar sıcak bir kalabalığın karşısında olmak heyecan verici.
Değerli dostlar iki gün kaldı. Pazar günü sabahtan itibaren oylarımızı kullanmaya ve pazar günü akşam bu saatlerde de artık Osmaniye'nin sonuçlarını almış, neredeyse bitirmiş olacağız. Dolayısıyla inşallah pazar günü akşam bu saatlerde bu kalabalığı Osmaniye’mizin her noktasında, Hasanbeyli'de ayrı, Düziçi'nde ayrı, Toprakkale'de ayrı, Bahçe’de ayrı, Sumbas’ta ayrı, Kadirli’de ayrı, Osmaniye merkezde ayrı böyle coşkuyu, böyle bayram havasını kazanmanın coşkusuyla kutlayacağız.
Cumhurbaşkanımızı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirmenin, AK Parti ve Cumhur İttifakı milletvekillerini Meclis’te bir büyük yoğunlukla, büyük bir sayıyla temsil ettirmeyle kutlayacağız. Yeniden Türkiye Yüzyılını inşa edecek kadroların, AK kadrolardan inşa edecek kadroların çıkması için bir zafer havasında kutlayacağız. Çok az kaldı. Bu iki günü de inşallah milletimizde gönül gönüle, Sayın Cumhurbaşkanımızı yeniden cumhurbaşkanı seçtirerek inşallah AK Parti'nin zafer zincirine bir halka daha eklemiş olacağız. Biz daima milletimizle gönül gönüle, göz göze, milletimizin her zaman ulaşabileceği elinin, gönlünün erdiği yerde durduk. 20 yıldır AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızdan öğrendiğimiz şey milletimizin elinin ulaşacağı mesafede olmaktır. Milletimizin gönül halkasının gönül halesinin içinde olmaktır. Biz her zaman milletimizde göz hizasında olduk. Asla yukarıdan bakmadık. Asla millete tepeden bakanlardan olmadık. Her zaman göz hizasında, gönül gönüle kalp kalbe olduk. İnşallah bundan sonraki süreçte de bundan önce olduğu gibi yine beraber yolumuza devam edeceğiz.
Kadirli’miz için, Osmaniye'miz için ve son tahlilde gayet tabii ki bütün ülkemiz için, Türkiye için, Türkiye Cumhuriyeti'nin 85 milyon vatandaşının mutluluğu, huzuru, güvenliği için, çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz.
AK Parti'nin 20 yıllık karnesi ortada. AK Parti 20 yıldır aralıksız yapılamaz denen ne hizmet varsa onu yapmış, üretmiş, ortaya milletin hizmetine sunmuş bir parti.
1996-2002. AK Parti'nin iktidara geldiği tarih altı yıl sonra. Değerli arkadaşlar hepiniz hatırlıyorsunuz değil mi? Yani burada hatırlayan epeyce ciddi bir nüfus vardır. Gençler hatırlamayabilirler. Ama Osmaniye'miz il olduğunda, ‘Yahu il olacak imkanı, gelişmişliği yok nasıl olacak bu iş?’ derken bugüne bakın. Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi. Türkiye'nin en büyük organize sanayi bölgelerinden birisi. Kadirli Organize Sanayi Bölgesi, bugün sabah bir yabancı yatırımcı, iş adamlarıyla toplantıya yetişemeyecekmiş. Şehir dışına çıkması gerekiyormuş. Geldi dedi ki, ‘ya ben katılamayacağım ama bir selam vermek, tanışmak istedim. Ben buraya yatırım yaptım. Türkiye'nin AK Parti'nin, Sayın Cumhurbaşkanı'nın, yatırımcılarını destekleyerek iş adamlarını buralara toplaması bizi çok memnun ediyor. Biz de geliyoruz burada istihdam oluşturuyoruz. Ekmek kapısı oluşturuyoruz’ dedi.
Öbür taraftan Toprakkale, Metal İhtisas Organize Sanayi Bölgemiz açılmak üzere. Düziçi'nde ayrı. Sumbas Organize Sanayi Bölgesi'nin imzası bugün sabah atıldı. Sumbas altıncı bölge olarak teşvikte öncelikli bölge. Allah nasip ederse orası da ağırlıklı olarak tekstil bölgesi olacak. Ve bundan 20-25 sene öncesine kadar küçük bir belde olan Sumbasımız üretimiyle dünyanın her yerine sesini duyuran bir ilçeye dönüştü.
Osmaniye dünyanın her yerine sesini duyuran bir ile dönüştü. Bulunduğumuz coğrafya Çukurova toprakları. Türkiye'nin en verimli topraklarının üstündeyiz. Nitelikli insan kaynağıyla son derece özel bir yer. Organize sanayi bölgeleriyle, güney çevre yolu, kuzey çevre yoluyla inşallah kara, hava ve deniz ulaşımı, İskenderun Limanı şurada bir adımlık yol. Erzin Limanı, hemen şurası, Adana Havalimanı, hemen şurası. Çok zorlarsanız Gaziantep Havalimanı'nı bile kullanmak mümkün. Demir yoluyla şimdi inşallah hızlı treni Kadirli de dahil olmak üzere organize sanayi bölgelerine yakın noktalardan nakliyat içinde kullanmaya başlayacağız.
Dolayısıyla havayı, karayı ve denizi kullanabileceğimiz tarımsal üretimin, sınai üretimin merkezinde son derece de nitelikli bir insan kaynağıyla bir Osmaniye var. Osmaniye'nin bir farkı daha var. Başka pek çok yerden. Nedir o? Osmaniye'nin bütün silme nüfusu çok vatanseverdir. Osmaniye'nin bütün insanları vatanı, milleti kendisinden önde tutan, kendisinden öne koyan insanlardır.
Bizim hemşehrilerimiz vatan ve millet için bir şey yapılacaksa herkesten önce koşar. Herkesten önce atılır. Ve ne yapılması gerekiyorsa yapar. Dolayısıyla bu kadar çok imkan bir arada toplamış bir Osmaniye, Kadirli, Allah'ın izniyle memlekette gerek bölgede, gerek bütün Türkiye'de bir öncü role, çok kısa zamanda kavuşacaktır.
Üretimiyle, ihracatıyla, toprağıyla, tarımıyla insanıyla bir yıldız gibi önümüzdeki 10-20 yılda Allah nasip ederse parlayacak. Bu çok mümkün ve çok kolay. Bunu hep beraber yapacağız. Bunu beraber düşünerek yapacağız. Bütün yerelden yukarıya bütün mekanizmaları yerelde mahalle teşkilatlarımızla, muhtarlarımızla, kamuyla, belediye meclislerimizle, belediye başkanlarımızla, Cumhur İttifakı'nın bütün paydaşlarıyla beraber.
Teşkilat kademelerimizde, milletvekillerimizle, genel merkezimizde, bakanlıklarımızla, her kademe gerek siyasi kademeler, gerek kamu kademelerinde birlikte düşünüp birlikte üretmeye devam edeceğiz.
Çünkü kıymetli hemşerilerim, bunu yapmaya, gücümüz var, bunu yapmaya ihtiyacımız var. Çünkü şu anda Türkiye'nin geleceği için üreten, Türkiye'nin geleceği için düşünen bu ülkenin vatandaşlarını 85 milyonun tamamının refahını, huzurunu, mutluluğunu düşünen Cumhur İttifakı Sayın Cumhurbaşkanımızdan başkası değil.
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinden başka Türkiye Yüzyılını üretecek, bizi geleceğe taşıyacak bir durum yok. Maalesef yok. Sadece şuna bakmanız yeterli. Biz 20 yıllık hizmetlerimize rağmen bu yeterli demiyoruz. Her seferinde milletin ihtiyacı olan hizmetleri ortaya çıkarmanın, üretmenin derdiyle dertleniyoruz.
Peki Millet İttifakı ne yapıyor? Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Bir tek hizmet vaadini hatırladınız mı ? Bir tek hizmet vaadi var mı? Bir tek söz var mı ben de şunu yapacağım iktidara gelince diye? Hadi bu seneyi geçtik, 2018’den hatırladığınız var mı? Yok. Ne vaat ediyorlar biliyoruz musunuz? Bizin yaptıklarımızı yıkmayı. Çünkü bildikleri tek şey yıkmaktır. Tarihleri yıkmak üzerine kuruludur.
Bakın 14 Mayıs 1950 Türkiye'de çok partili sisteme geçiştir. Demokrat Parti'nin iktidara geldiği ilk seçimdir. Demokrat Parti Allah gani gani rahmet etsin Menderes. 15 Temmuz 2016 hain darbe teşebbüsünde millet, hissiyatla koştu. 1960’ta yalnız bıraktık. Ama bugün Erdoğan'ı yalnız bırakmayacağız. Şükürler olsun milletimiz, Cumhurbaşkanımızı hiç yalnız bırakmadık. Peki, 1950’den sonra ne olmuştu? Dedik ya bütün tarihleri yıkma tarihi öncesinde ve sonrasında ne olmuştu? 1950’ye kadar tek parti iktidarı. Başka bir demokrasi yok, başka bir siyasi irade yok. Tek parti iktidarı.
1930’larda, 40’larda Türkiye'de serbest müteşebbisler, vatansever evlatları uçak fabrikası kurmaya çalışıyor, silah fabrikası kurmaya çalışıyor. Birtakım mühimmat fabrikaları kurmaya çalışıyorlar. 1960’larda Devrim otomobilini üretmeye çalışıyorlar. Arada Bandırma'da füze çalışmaları var. Küçük bir grup, lise öğrencileri ve başlarında öğretmenleri. Üniversite talebeleri. Bunların her birisi eğer o gün teşvik edilseydi bugün Türkiye'nin dünya sahnesinde güçlü ve etkin sözü olan, üzerinden ihracatla para kazandığı işlemler.. Her biri kapatıldı. Uçak adeta toprağa gömüldü. Silah fabrikası patlatıldı, sahibiyle beraber. Bandırma'daki füze kapatıldı. Mühimmat fabrikaları kapatıldı. Sonra soba borusu yaptılar o tenekelerden. Değerli arkadaşlar, tarihleri böyledir. 1960’ta darbeyle beraber Menderes'i de maalesef darağacına çektiler. Ve ondan sonra Türkiye'nin iki yakası bir araya gelmedi.
Tarihimiz 1960’tan sonra aralıksız darbeler tarihine dönüştü. Aynı şeyi Sayın Cumhurbaşkanımıza yapmaya kalktılar. E-muhtırayla, 15 Temmuz'la, Gezi kalkışmasıyla, 17-25 Aralık kumpaslarıyla ama elhamdülillah bu millet her seferinde sahip çıktı.
2002’den itibaren parti kapatma davasıyla, Cumhuriyet mitingleriyle, Çukur terör eyle her türlü kumpasa karşı millet AK Parti'ye sahip çıktı. Millet Sayın Cumhurbaşkanımıza sahip çıktı. Çünkü biz siyasetteki varlık sebebimizi millete hizmet olarak açıkladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2002’de iktidara gelirken verdiği bir söz vardı. Dedi ki biz bu milletin kimsesizlerinin kimsesi olacağız. Varlık sebebiniz buydu. Kimsesizlerin kimsesi olmaz. Öyle olduğu için sırtımızı milletten başkasına dayamadık.
Allah'ın yardımı ve milletin teveccühünden başka hiçbir şeye güvenmedik. Böyle olduğu için de millet hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Her türlü kumpasa rağmen, her türlü tehdide rağmen millet hiçbir zaman yalnız bırakmadı.
Peki, bugün ne oldu biliyor musunuz? Bugün bir kaset kumpasıyla ana muhalefet partisinin başına geçenler bugün bir başka cumhurbaşkanı adayını da yine kaset kumpasıyla çekilmek zorunda bıraktılar. Değerli arkadaşlar bunların huyu değişmez. Bunların tavrı değişmez. Bunların demokrasi dediği şey kendileri içindir. Bunların insan hakları dediği kendileri içindir. Bunların zenginlik dediği, milletin zenginliğini üç, beş tane oligarka cebine hortumlamaktır. Bunlar milleti değil, kendilerinden başka kimseyi düşünmezler. Bunların ahlak dedikleri şey kendileri içindir. Bakın 11 Mayıs 2023’te olan şeyden bahsediyoruz. Demokrasi dedikleri şey maalesef kumpaslardan başka bir şey değildir. O yüzden Türkiye bugün 14 Mayıs 2023 itibariyle geleceğini oyluyor. Türkiye evlatlarının geleceğini, milletinin geleceğini, yeraltı yer üstü zenginliğini milletin cebine koyup koymamayı oyluyor. Millet kendi geleceğini, kendisinin evlatlarının elinde tutmayı oyluyor. Aksi halde gerçekten içeride ve dışarıda her türlü gayriahlaki, her türlü kumpası her türlü fenalığı Türkiye düşmanlarıyla beraber iş tutmayı mübah gören bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Üzgünüm ama bu kadar net söylüyorum. Bu milletin artık kendi iradesini kendisini ortaya koyması, bu milletin artık değerlerine, örfüne, geleneğine, milli ananesine uygun bir biçimde, ahlaklı, başı dik alnı ak bir biçimde dünya sahnesinde yer alması. Bu milletin iradesinin bir takım kumpaslarla, bir takım manipülasyonlarla bir takım Ali Cengiz oyunlarıyla ifsat edilmemesi gerekiyor. Buna bugüne kadar müsaade etmedik. Bugünden sonra da Allah'ın izniyle sizlerin desteğiyle müsaade etmeyeceğiz.
Değerli arkadaşlar, 14 Mayıs 2023 seçimi sadece bir cumhurbaşkanlığı seçimi değil sadece bizlerin milletvekili olmak için yarıştığı bir seçim değil. Bu milletin geleceğini kurtarmanın, inşa etmenin Türkiye Yüzyılını bu milletin geleneğine, örfüne, âdetine uygun bir biçimde bu milletin vakarına uygun bir biçimde inşa etmenin seçimi olacak.
Nakliyeciler Irak'a İran'a hububat götürürdü. Hatırlıyor musunuz? Hatırlayanlar vardır. Gidip geldiklerinde anlatılan şey, ben hatırlıyorum böyle çocukken kulağıma çalınanlardan, ‘Ya adamların petrolü var. Ne güzel çok zenginler. Paraları var. Yahu sınırın ötesine geçiyoruz. Petrol fışkırıyor, bu taraftan bir damla çıkmıyor. Nasıl olur böyle bir şey?’ Nasıl oluru şu, aramazsan bulamazsın. Yaptırmazsan çıkmaz. Ama şimdi sınırın bu tarafından da Gabar'da, Yumurtalık'ta petrol çıkıyor. Karadeniz'de gaz çıkıyor. Milletin bu zenginliği milletin cebinde bırakmanın kavgasını veriyoruz.
Terörle mücadele.. En çok canı yanan coğrafya burası. Osmaniye nüfusuna göre en çok şehit veren yer. Peki, ne oluyor şu anda? PKK'yla açık flört ediyorlar. PKK'nın elebaşları ‘Kılıçdaroğlu seçilmezse iç savaş çıkarırız’ diyorlar. PKK'nın elebaşları elbette ki Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek. Bu süreçte Abdullah Öcalan'a bebek katiline özgürlük vaat ediyorlar. Yasin Börü'nün katiline özgürlük vaat ediyorlar. Açıktan, hiç artık gizleme çabası da yok. Öyle bir dert de kalmadı. HDP'nin elebaşları, başındakiler kapalı kapılar arkasında bize verdikleri sözü hatırlasınlar diye daha seçim geçmeden sopayı göstermeye başladılar.
Değerli arkadaşlar, bunların itirazı bunların yapıp ettiği hiçbir şey bu milletin hayrına değildir. Bu milleti düşünerek de yapmazlar. İMF'ye 25 milyar doları ödediğimiz 2012. Kişi başı milli gelirin 2002’de başladığımızdan dört kat arttı. Dört kat zenginleştiğimiz 2012’nin sonu, 2013’ün ortalarında Gezi Olayları. 100 milyar dolar bu milletin cebinden para çıktı. En zengin olduğumuz zamanda, en müreffeh olduğumuz zamanda, borçları ödediğimiz zamanda ortaya çıktıkları gerekçeler şunlardı: Üçüncü havalimanını yapmayacaksın, üçüncü köprüyü yapmayacaksın. Şunu yapmayacaksın, bunu yapmayacaksın. Niye? Üçüncü köprünün, üçüncü havalimanının bir sosyal tepkiyle ne ilgisi olabilir? Çünkü dışarıdan fonlanıyorlardır. Çünkü hareket noktaları içerisi değil, bu milletin menfaati değil. Uluslararası vesayetin menfaatiydi. Çünkü üçüncü havalimanı dünyanın en büyük havalimanlarından birisi oldu. Havayolu taşımacılığının da merkezi oldu İstanbul. Çünkü üçüncü köprü çevre bağlantı yollarıyla lojistik merkezleri haline getirdi Türkiye'yi. Çünkü uluslararası taşımacılıkta, ticarette önemli bir merkez oldu Türkiye. Bunu engellemek için yapmışlardı. Bugün de yapıp ettiğimiz her şeyi yıkmak üzere bir dil kullanan muhalefet var.
Kadirli'den başlayarak, Allah'ın izniyle Osmaniye buna izin vermeyecek. Türkiye buna izin vermeyecek. 14 Mayıs yeniden Türkiye Yüzyılının mührünü basma günü olacak. 14 Mayıs Türkiye Yüzyılını tarihin tam ortasında mührünü vurma günü olacak.
Milletinin her derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanımız var. Adım adım her çalışmamızı takip eden bir Cumhurbaşkanımız var. İki gün önce Adana mitingi yaptı biliyorsunuz cumhurbaşkanımız. Biz de kendilerini karşılamak ve mitinge iştirak etmek için gittik. Karşılarken, daha tokalaşmadan Osmaniye nasıl gidiyor? Dedi. Dedim efendim çalışıyoruz teşkilatımızla beraber. İnşallah size mahcup olmayacağız. Ayrılırken Osmaniye'ye ‘aman sıkı tutun’.
Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiğimiz bir söz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşkilatında olan herkesin verdiği söz onun hassasiyetlerine uygun bir biçimde aldığımız sorumluluğu yerine getirmektir. Bundan sonra da Allah nasip ederse 14 Mayıs'ta mührü güçlü bir biçimde vurduktan sonra Osmaniye milletvekilleri olarak bizler önce 4-0 Cumhur İttifakı. Bir defa Cumhur İttifakı'nı Osmaniye'den 4-0 r çıkarmak için uğraşacağız. İki gün kaldı, iki gün daha uğraşacağız. AK Partimizi Meclis’te en güçlü bir biçimde temsil ettirmek, Cumhurbaşkanımıza en yüksek oyla destek olmak için elimizden geleni yapacağız. Sonra, AK Parti teşkilatlarıyla beraber, vatandaşımızla beraber, mahalle teşkilatlarımızla beraber, ilçe teşkilatlarımızla, il teşkilatımızla beraber, muhtarlarımızla beraber, belediye meclis üyelerimizle, belediye başkanlarımızla, il genel Meclis üyelerimizle beraber bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla beraber hülasa 560 bin Osmaniyeli hemşehrimizle beraber şehrimize ve milletimize, vatanımıza, ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, bizim milletten başka gidecek yerimiz yok. Bizim milletten başka dayanacak bir gücümüz yok. O yüzden sizlerle beraber yola devam edeceğiz.
Aramıza nifak sokmak isteyenler bunu başaramayacak. Aramıza set çekmek isteyenler bunu başaramayacak. Bizi birbirimizden ayırmaya çalışanlar bunu başaramayacak. AK Parti teşkilatları bugüne kadar nasıl et ve tırnak gibi bir aradaysa, AK Parti teşkilatları bugüne kadar milletiyle beraber Kadirlili hemşehrilerimizle beraber nasıl bugüne kadar gönül gönüle yürüdüyse, bundan sonra da biz de inşallah aynı şekilde yürümeye devam edeceğiz. Beraber yapacağız, beraber yürüyeceğiz. Nedir bizim sloganımız? Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Durmak yok yola devam diyeceğiz.
Ankara’da milletin evi olan, milletin hizmet makamı olan Bakanlığımız var. 17 Bakanlığımız var, bir tanesi de bizimkisi. Bütün milletimize hizmet etmek üzere oradayız. Tabi ki Osmaniye’mize de, tabi ki Kadirli’mize de kapımız sonuna kadar açık. Bütün hemşehrilerimize kapımız sonuna kadar açık. 14 Mayıs’tan sonra milletvekilleri olarak kapımız sonuna kadar açık. Her zaman bir kardeşiniz olarak, kardeşleriniz olarak, yol arkadaşlarınız olarak sizlerle beraber yürüyeceğiz bu yola. O yüzden Kadirli, bundan sonrasında da bu coşkuyu, bu enerjiyi, bu heyecanı hep beraber sürdüreceğiz.
5 sene boyunca millete hizmet heyecanına dönüştüreceğiz bunu. Birlikte yapacağız, birlikte yürümeye devam edeceğiz. Bu akşam bizi yalnız bırakmadığınız için, bu akşam bizim heyecanımıza ortak olduğunuz için, bu akşam Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiğimiz sözü tutmamıza omuz verdiğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”